Geçen gün bana aşağıdaki mesaj geldi. Kişilerin, kurumların ismi önemli değil.
“Merhaba Bahar hanım. SuperCoolName Eğitim ve Danışmanlık Merkezinden yazıyorum. Kitabınız harika, herkez okumalı. Müsait olduğunuz da sizinle görüşebilirmiyiz?”*
Hayır, görüşemezsiniz. Görüşemezsiniz çünkü “süper kuğl” bir isminiz olsa da, mesajınız baştan aşağı yazım hatalarıyla dolu. Mesela “görüşebilirmiyiz” öyle yazılmaz. Sonundaki “miyiz” soru eki olduğu için ayrı yazılır.
Obsesif miyim? Hasta mıyım? Çok mu pimpirikliyim?
Bence değilim.
Siz bir eğitim ve danışmanlık firmasıysanız, eğitimli olmanızı beklemek gibi bir hakkım var. Bu çok temel bir dilbilgisi kuralı. Bu kadar temel bir kuralı bilmiyorsanız, o zaman yeterince eğitimli değilsiniz demektir. En azından benim nazarımda, bir eğitim merkezi açacak yetkinlikte değilsiniz demektir. Ben size bir şey (“şey” hep ayrı yazılır) danışmam.
Bir insan kötü şans eseri çocukluğunda iyi bir eğitim alamamış olabilir. Ama her zaman okuyarak, öğrenerek, çabalayarak kendini geliştirebilir.
Siz bir eğitim merkezi açmadan önce, bir kitap açıp okumalıydınız. Bir değil çok kitap açıp okumalıydınız. Kendinizi eğitmeliydiniz. Beni kitap okuduğunuza inandıramazsınız, boşuna uğraşmayın. Çok kitap okuyan birinin bu kuralları bilmemesi mümkün değil.
Aynı şekilde, profesyonel olduğunu iddia eden bir kurum ya da kişiden gelen mesajın içinde “herkez” sözcüğü geçiyorsa, o sözcükten sonrasını okumam. Çünkü o “herkez” değil, herkes yazılır. Fahiş bir hata.
Kalite, mesajda gizlidir…
Şimdi bu kadar ayrıntının ne önemi var diyebilirsiniz. Bilmeyenler için söyleyeyim: Bu ayrıntıyı bilenler için bunun çok önemi var.
Bir işe girerken mezun olduğunuz üniversite çok parlak olmayabilir, ama noktasına virgülüne dikkat ederek yazdığınız bir başvuru mektubu sizin gelişim odaklı, özenli biri olduğunuz ipucunu verir. Hatta mektubu okuyan kişi sizi tanımasa bile, karakteriniz hakkında olumlu bir önyargıya sahip olur. Yazıya gösterdiğiniz özen, karakter kartvizitiniz gibidir.
Öte yandan, yukarıdaki gibi bir mesaj attığınızda, ağzınızla kuş da tutsanız, yine de yaranamazsınız. En azından ilk izlenim olumsuzdur, ilişki eksiden başlar.
Bu yüzden çocuklarınıza kitap okuma alışkanlığı kazandırın ki, bu kuralları küçükten içselleştirmeye başlasınlar. Gerçekten kaliteli olan kurumlar, buna çok dikkat eder.
İnsan kendini geliştirebilir. Kendini geliştirme zahmetine girmeyen biri, benim çocuğumu geliştirme zahmetine de girmez. Dolayısıyla anne babaysanız, bu kuralları öğrenmenizde fayda var. Bu kuralları öğrenirseniz, kimin samimi kimin sahte eğitimci olduğunu daha iyi anlayabilirsiniz.
İş ilişkisinden aşk ilişkisine, 1-0 önde başlamak istiyorsanız…
Bu sadece iş başvurusu için de geçerli değil. Sevgili öğrencilerim, bu size gelsin:
– Hocam, yüksek lisansa başvurmak istiyorumda, acaba okul da görüşmeye ne zaman geleyim?**
– Hiç zahmet etme, sevgili yavrum. Önce sakince elindeki telefonu selfie pozisyonundan çıkarıp yere bırak. Sonra git bir kitap aç. Dilbilgisi kurallarını yala yut. Sonra yüksek lisans konusunu konuşuruz. Instagram’da yazdığın İngilizce “caps”ler beni etkilemiyor. Önce kendi dilini düzgün öğren.
Çok beğendiğiniz biri var. Akşam yemeğine davet ettiniz:
– Ne kadar güzelsin bu fotoğrafda, uygun olduğun bir akşam senin oralar da yemeğe çıkalımmı?***
– Kesinlikle hayır. Ayrı dünyaların insanlarıyız.
Tüm yakışıklığınıza, karizmanıza, şişkin ceplerinize, aynı şişkinlikteki kol kaslarınıza, altınızdaki son model arabaya rağmen reddedilmeyi aklınız almıyor mu? “Neden beni reddettiki?” diye mi düşünüyorsunuz? O zaman son cümlenizdeki “ki”nin doğru kullanımını araştırarak işe başlayabilirsiniz.
Ya da bir organizasyon firması şöyle bir mesaj atıyor:
Merhaba Bahar Hanım, biz bir organizasyon firmasıyız. Çocuk eğitimi seminerleri konusun da sizinle görüşme yapmak istiyoruz. müsait olduğunuz da görüşebilirmiyiz?****
“Ağzımızla Kuş Tuttuk” firması bile olsanız görüşemezsiniz. Çünkü özensizsiniz. Bu mesaja özen göstermeyenin, bir organizasyona göstereceği özen konusunda ciddi şüphelerim var.
Bütün bunları ukalalık olarak değerlendirebilirsiniz. Ama yine de bu yazıdan bir fayda sağlamış olduğunuzu umuyorum.
“Öğretici ukalalık” zarar getirmez. Sizce de öyle değil mi?
Doğrusu:
*Merhaba Bahar Hanım. SuperCoolName Eğitim ve Danışmanlık Merkezi’nden yazıyorum. Kitabınız harika, herkes okumalı. Müsait olduğunuzda sizinle görüşebilir miyiz?
** Hocam, yüksek lisansa başvurmak istiyorum da, acaba okulda görüşmeye ne zaman geleyim?
***Ne kadar güzelsin bu fotoğrafta, uygun olduğun bir akşam senin oralarda yemeğe çıkalım mı?
**** Merhaba Bahar Hanım, biz bir organizasyon firmasıyız. Çocuk eğitimi seminerleri konusunda sizinle görüşme yapmak istiyoruz. Müsait olduğunuzda görüşebilir miyiz?