Çocuğunuzla Daha Çok Zaman Geçirmek mi, Kaliteli Zaman Geçirmek mi?
Çalışan bir annesiniz. Çalışan bir babasınız. Aklınıza sürekli takılan bir soru var:
Çocuğumla yeterince zaman geçiriyor muyum?
Bazen günün bütün yoğunluğu, stresi sonrasında eve gelince onunla zaman geçirmek keyiften çok zorunluluk gibi geliyor mu?
Bazen onunla yeterince zaman geçiremediğinizi düşünüp kendinizi suçlu hissediyor musunuz? Suçluluk duygusuyla bazen fazla müsamahakar mı davranıyorsunuz?
Bütün bunlar, “insanca, pek insanca”.
Peki bu suçluluk duygusu ne kadar yerinde? Suçluluk duygunuz boşuna olabilir mi?
Hiç düşündünüz mü, kendinizi suçlu hissetmenizin altında yatan varsayım ne?
Birçok ailenin suçluluk duygusu bir varsayıma dayanıyor: “Çocukla ilgili ne kadar zaman geçirirsem, o kadar iyi gelişim sağlar.”
ABD’de bu yıl yapılan konuyla ilgili ilk kapsamlı araştırma*, inanılanın aksine, “ne kadar çok zaman geçirirsen o kadar iyi” savının doğru olmadığını ortaya koydu. Hatta çocukla çok fazla zaman geçirmenin çocuğu olumsuz etkileyebileceği öne sürülüyor!
Araştırma, ailelerin 3-11 yaş arası dönemde çocuklarla geçirdikleri zamanın miktarının çocukların akademik başarısı, davranışları ve duygusal sağlığına etkisini incelemiş. Sonuçlara göre, çocukla geçirilen zaman miktarının bunlar üzerinde herhangi bir etkisi yok! Ergenler üzerindeki etkisi de çok düşük düzeyde.
Tersine, aileyle fazla zaman geçirmek çocuğa bazen zarar bile verebiliyor: Anne babalar iş hayatının zorluklarıyla baş etmeye çalışırken genellikle stresli, endişeli, uykusuz olabiliyor. Çocuklarına karşı da kendilerini suçlu ve gergin hissedebiliyorlar. Böyle bir fiziksel ve ruhsal haldeyken çocukla zaman geçirmeye çalışmaları, çocuğa olumsuz yansıyabiliyor.
Ayrıca, sürekli çocuğuyla birlikte olup kontrolü elden bırakmayan “helikopter aileler”in çocuklarında da sorunlar görülebiliyor. Bu çocukların problem çözme becerilerinin sekteye uğradığı, özgüven sorunu yaşadıkları görülmüş.
Çocukla kaliteli zaman geçirmek ne demek?
Çocukla geçirilen zamanın miktarı önemli değil demek, çocukla zaman geçirmeyin demek değil elbette. Asıl önemli olan, birlikte olabildiğiniz süreyi nasıl geçirdiğiniz. Çocukla birlikte geçirilen “kaliteli” zaman, ayrıca ailenin sevgisi ve sıcaklığı farkı yaratan temel noktalar.
Peki çocuğunuzla nasıl kaliteli zaman geçirebilirsiniz?
 
 

  • 10 kaplan gücünde 1 dakika!

 
bahar eriş
Çocuğun gözlerinin içine bakarak onu gerçekten odaklanarak dinlediğiniz tek bir dakika, gözünüz televizyondayken onu dinlermiş gibi  yaptığınız 10 dakikadan çok daha kıymetli.
Çocuğunuzla birlikte kaliteli zaman demek, bedenen ve ruhen orada olmak demektir. Onunla olduğunuz zaman içinde sadece ona odaklanmak demektir. Çocuğunuzla geçirdiğiniz bir saatin elli dakikasında elinizdeki cep telefonuyla ilgileniyorsanız, çocuğunuzla değil telefonunuzla kaliteli zaman geçirmiş olursunuz. Daha da önemlisi, çocuğunuz bunun son derece farkında.
O yüzden birlikte geçirdiğiniz kısıtlı süre içinde TV’yi kapatın ve cep telefonunu ulaşamayacağınız bir yere kaldırın!
 

  • Yaptığınız işlere onu da dahil edin.

Kırılan sandalyeyi tamir ederken, yemek pişirirken, çamaşır yıkarken, arabanın lastiğini değiştirirken, alışveriş listesi yaparken çocuk tablonun neresinde?
Evde yapılması gereken bu tür işlerde genellikle çocuklar sürece dahil edilmez. Hatta çocuğun “ayağınızın altından çekilmesini” istiyor olabilirsiniz. Halbuki çocuğun bu işlere dahil olması hem birlikte geçirilen kaliteli zaman, hem de çocuğa yeni bir şey öğretmek, hem de   küçük yaştan sorumluluk duygusunu kazandırma fırsatı demek.
Örneğin ondan tamir aletlerini uzatmasını isterken, ne yaptığınızı da bir taraftan açıklayabilirsiniz. Makinenin nasıl çalıştığını, lastiğin nasıl değiştiğini, kek yaparken hangi malzemeden ne kadar kullanıldığını, hangi aletin neye yaradığını öğrenmek için büyük bir fırsat.
Hatta onun yapabileceği kısımları ona yaptırabilirsiniz. Çocuklar genellikle bunu çok eğlenceli bulur, ayrıca yetişkinlerin yaptığı işlere yardım edince özgüvenleri de bundan olumlu etkilenir. Aranızdaki duygusal ilişki ve bağlar da olumlu etkilenir.
Ayrıca bu süre içinde televizyonun önüne oturtmaktan çok daha faydalı bir iş yapmış olacağınız kesin. Televizyon onun beynini pasif   kılar, oysa sizinle birlikte keke attığı her yumurtada matematik becerileri de güçlenir!
Elbette yumurtayı yanlışıkla kırdığında, vidaları yere düşürdüğünde, şekerin miktarını fazla kaçırdığında nasıl tepki verdiğiniz önemli. “Kaliteli zamanın batsın, sana iş yaptıranda kabahat” tarzı tepkiler veriyorsanız, hiç iş yaptırmayın            daha iyi. Ama unutmayın, kir leke dediğiniz yıkarsınız çıkar, ama birlikte geçireceğiniz kıymetli zamanı hiçbir şey geri getiremez!
 

  • Birlikte kitap okuyun.

Birlikte kitap okumak çocuğunuzla geçireceğiniz en kaliteli zaman dilimlerinden biri. Baş başa kalabildiğiniz, daha sakin bir zaman olduğu için uyku öncesindeki zaman bunun için iyi bir zaman olabilir. Siz ona sesli kitap okuyun, bazen de o size okusun. Kitap okurken durup kahramanla aynı durumda ne hissedeceğini, ne yapacağını         sorabilirsiniz. Kitap okumanın kaliteli zaman geçirmek dışında yan faydaları, çocuğun akademik ve duygusal gelişimine de katkı sağlaması.
 

  • Çalışmak bir ömür sürer, sarılmak bir dakika!

İşten eve geldiniz, bitik vaziyettesiniz, koltuğa çöktünüz, kumandayı elinize almak üzeresiniz. Tamam tamam, siz de haklısınız! En azından öncesinde çocuğunuzaGel buraya sana bir sarılayım” demek, ona içtenlikle sarılmak, öpmek, onu özlediğinizi söylemek, nasıl olduğunu sormak çok zamanınızı almaz. Ama ona sevildiğini hissettirir. Ayrıca          sarılmak onun da sizin de fiziksel stresinizi de azaltır.

  • Onların oyunlarını oynayın

Çocuğunuzun oynadığı oyunları ne kadar biliyorsunuz? Onunla oyun oynuyor musunuz? Bilgisayar oyunları oynuyorsa, kullandığı terminolojiye ne kadar hakimsiniz?
Çocuğun dünyası, gerçeği oyundur. Onun oyunlarını oynamak, aranızdaki iletişimi ve ilişkiyi güçlendirmenin en iyi yollarından biri. Çocuğun oyununu oynamak, onun dünyasıyla ilgilendiğinizi, ona değer verdiğinizi göstermenin en iyi yollarından biridir.
Ayrıca birlikte oyun oynamak onların sizin anne babanın ötesinde   insan olduğunuzu, yenilebileceğinizi, insanca duygusal tepkilerinizi görmesi için de bir fırsattır.
 

  • Sevgi sözcükleri

Siz eve geldiğinizde çocuklar çoktan yatmış mı oluyor? Onları sevdiğinizi göstermek için yapabileceğiniz şeylerden biri de, beslenme çantalarına veya defterlerinin arasına onları ne kadar sevdiğinizi gösteren ya da hoşlarına gidecek notlar yazmak olabilir.
 

  • Bedenen ve ruhen gerginseniz, yalnız kalmanız daha iyi olabilir

İşin kaygısı, stresi üstünüzdeyken çocuğunuza karşı daha tahammülsüz olabilir, kolay öfkelenebilirsiniz.
Öyle zamanlarda “suçluluk duygusuyla” çocuğa zaman ayırmak yerine, kendiniz için bir şey yapabilirsiniz, çünkü gergin ve endişeli haliniz çocuğa yarardan çok zarar getirebilir. O duygusal halinizi onlara da geçirirsiniz.
Bunun yerine o süre içinde spora gidebilir, arkadaşınızla bir kahve için buluşabilir, odanıza çekilip kestirebilir, meditasyon yapabilir, hava almak için kısa bir yürüyüşe çıkabilir ya da size rahatlatacak başka bir aktivite yapabilirsiniz.
Kendiniz için yaptığınız kaygı giderici faaliyetler sonucunda, gerginliğinizin çocuğa geçmesi olasılığı da azalır. Daha sabırlı, anlayışlı, ilgili olma ihtimaliniz artar. Sonrasında geçireceğiniz 10 dakikalık bir kitap okuma seansı bile, gergin ve verimsiz geçecek bir saatten çok daha fayda sağlayabilir.

  • En az bir öğün birlikte yemek yiyin

Gün içinde kahvaltı ve öğle yemeği zamanında birlikte olmanız güç olsa da, akşam yemeği zamanı aile olarak birlikte geçireceğiniz bir zaman olabilir. Aile olarak aynı anda sofraya oturmak birbirinize verdiğiniz değerin bir göstergesidir. Gün içinde olanları paylaşmak, birlikte gülmek, endişeleri paylaşmak için iyi bir zaman dilimidir.

  • Onunla sohbet edin.

Çocuğunuzla 5-10 dakika sohbet etmek, nasıl olduğunu, gününün nasıl geçtiğini sormak, ona sarılmak çok çaba gerektirmez, ama çok fark yaratır.
Sohbet ederken siz de kendinizi anlatın. Bazı konularda görüşünü sorun. Bu, paylaşımı her iki taraf için de daha gerçek kılar ve çocuğunuz büyümeye devam ederken bir açık iletişim kültürü de gelişir. Küçükten bunun tohumunu atmak, daha zorlu ergenlik dönemlerinde büyük fayda sağlayabilir!
Bunun da ötesinde, özellikle küçük çocuklarla konuşurken onların yaratıcı, henüz kirlenmemiş bakış açısıyla dünyaya baktığınızda, sohbetten düşündüğünüzden daha fazla keyif alabilirsiniz.
Ayrıca araştırmalar çocuğun 5 yaşına kadar ailesiyle olan diyaloğunun başarısında ve zeka gelişiminde aile dışı faktörlerden çok daha önemli olduğunu gösteriyor.
 
Onlardan çok şey öğrenebileceğimizi unutmayın…
 

                                                          Bir çocuk, bir yetişkine üç şey öğretebilir: Sebepsiz mutlu olmak, her zaman bir        şeyle meşgul olmak ve istediği şeyi var gücüyle talep etmek- Paulo Coelho.

 
Çocuklar bilge varlıklar. Bizim yüklediğimiz bilgi yükünün altında bilgeliklerini yavaş yavaş kaybediyorlar. Onları dinlerseniz, onlardan hayata dair öğrenecek çok şey olduğunu göreceksiniz.
Hatta kim bilir, belki bütün gün işte çözümleyemediğiniz bir sorunun çözümünde, çocuğun yaratıcılığı ve hayal gücü sizde bir ışık yakabilir!
Her şey bir yana, yıllar düşündüğünüzden çok daha hızlı akacak.
Çocuğunuz bir daha 2, 5,10  yaşında olmayacak. Bazılarınızın belli yaş dönemlerini duyunca, iyi ki olmayacak diyor olabilirsiniz! Siz yine de birlikte olabildiğiniz her anı, en iyi şekilde değerlendirmeye çalışın…
Zaman uçup gidecek, kuşlar yuvadan uçup gidecek, geriye birlikte yaşanan anlamlı anlar kalacak…
*Aileyle geçirilen zaman konusunda yürütülen ilk uzun ve kapsamlı çalışma. Journal of Marriage and Family’de, Nisan, 2016’da yayınlanacaktır.