1. Konuşmaya, soru sormaya ve duygularını ifade etmeye teşvik edin. Ancak konuşmak istemiyorsa zorlamayın, hazır olduğu zamanı bekleyin. Duygularını olabildiğince farklı sözcüklerle ifade etmesini teşvik edin.
2. Çocuğunuzun bir şeyi anlamadığını varsaymayın. Sorularına dürüstçe, ama onun anlayabileceği bir dozda ve dilde, onu daha fazla travmaya sokmayacak biçimde cevap vermeye çalışın.
3. Resim çizmeye teşvik edin. Çocukların çizdikleri resimler ve oynadıkları oyunlar duygu durumları ile ilgili çok ipucu barındırır. Çocuğunuzun, resimlerini size anlatmasını isteyin.
4. Bilmesi gerektiği kadarını paylaşın. En kötü durum senaryolarını anlatmayın, buna gerek yok.
5. Medyadaki şiddet içerikli görüntülerden uzak tutun. Sadece medyada değil, kendi çevrenizde ve hatta evinizde de şiddet içerikli bir dilden uzak tutmaya çalışın.
6. Birlikte zaman geçirebileceğiniz, onu da eğlendirecek faaliyetler yapın. Örneğin birlikte güzel hikayeler okuyun. Ailece oyunlar oynayın.
7. Belli bir rutininiz varsa, bunun dışına çıkmamaya çalışın.
8. Zor dönemlerde hepimiz çok yoğun duygular yaşayabiliyoruz ve ister istemez bunu çocuklarımızın yanında da gösterebiliyoruz. İçimizdeki fırtınaları şiddet diliyle dışa vurmak, saldırganca tutumlara girmek en çok çocuklarımıza zarar verir. Zor olsa da, en azından çocuğumuzun yanında olabildiğince sakin ve güçlü durmalıyız.
9. Belirtiler uzun sürerse uzman yardımı alın. Çocuk uyumakta güçlük çekiyorsa, yatağını ıslatmaya başladıysa, sizden ayrılmakta güçlük çekiyorsa, bir türlü odaklanamıyorsa, yeme alışkanlıkları değiştiyse, sürekli dikkatinizi çekmeye çalışıyorsa, kabuslar görüyorsa, mide ağrısı ve baş ağrısı gibi sorunlar yaşamaya başladıysa, oyunlarında yaşanan travmatik olay ön plandaysa, bir felaket olacağına dair korku duyuyorsa bütün bunlar travma belirtileri olabilir. Bu belirtiler iki üç haftadan daha fazla devam ederse, uzman yardımı alın. Siz de zor bir psikoloji içindeyseniz ve bu süreklilik arz etmeye başladıysa, profesyonel yardım almaktan çekinmeyin. Unutmayın ki çocuklar en çok bizim ruh halimizden etkilenir.
10. En önemlisi, çocuğunuzu koşulsuz sevdiğinizi ve yanınızda güvende olduğu mesajını verin.
Darbeler ülkeleri yıllarca geriye götürür ve kabul edilemezdir. Çocuklara vurulan darbelerin etkileri ise çok daha uzun süreli ve bazen kalıcı olabilir.
Bu nedenle, çocuklarımızın yanında ve onlarla olan iletişimimizde sevgi ve güven dilinden sapmadan konuşmaya çalışalım.
Buna hepimizin ihtiyacı var, ama en çok onların, bunu unutmayalım!