15 dakika içinde neler yapabilirsiniz?
15 dakikada makarna haşlayabilirsiniz.
Bir gazetenin ana haber başlıklarına göz gezdirebilirsiniz.
Duş alıp giyinebilirsiniz.
Spordan önce ısınma hareketleri yapabilirsiniz.
15 dakikada bu yazıyı okuyabilirsiniz.
Ama 15 dakikada, bir çocuğa otizm teşhisi koyamazsınız!
Özellikle de bu çocuğu ilk defa gördüyseniz… Belirtiler çok belirgin değilse… Hayatının sadece 15 dakikalık bir kesitini gözlemlediyseniz… Hakkında başka bir bilgiye bulguya sahip değilseniz…
15 dakikada bir çocuğun tüm hayatını etkileyecek bir karar veremezsiniz…
Jasmin’e nasıl teşhis konmuş?
Arkadaşım Ayşe, ABD’de yaşayan Türk bir doktor. Kızı Jasmin, yarı Türk yarı Amerikalı, 4 yaşında bir çocuk. Arkadaşım şu anda hatırlayamadığım bir nedenden ötürü Jasmin’i doktora götürmüş. Olay mahali ABD, Türkiye değil.
Bu arada doktora gitmeden önce, çocuğun yediği yemekten midesi bozulmuş. Yol boyunca kusmuş. Bunu anlatıyorum, çünkü bu da teşhisi etkileyecek önemli bir veri olabilir.
Neyse, anne kız doktora gelmişler. Kısa bir tanışmanın ardından doktor Jasmin’e oynaması için oyuncaklar vermiş.
Jasmin oyuncaklarla oynarken, doktor “Jasmin” diye ismiyle seslenmiş. Bizimki oralı olmamış. Kaldırıp kafasını bakmamış.
15 dakikanın sonunda doktor teşhisi “yapıştırmış”: “Çocuğunuz otistik. Özel eğitim görmesi gerekiyor.”
Arkadaşım, duydukları karşısında ne diyeceğini şaşırmış. Şok içinde, “Nereden bu sonuca vardınız?” diye sormuş. Çocuk ismi söylenince kafasını kaldırmamış, kendisiyle etkileşime geçmemiş, göz teması kurmamış, vesaire…
Bu belirtiler otizmin bazı belirtileriyle örtüşüyor, evet. Ama o gün doktora aldırış etmeyen Jasmin, bugün benimle göz teması kuruyor. Annesi ya da evdeki bir başkası çağırınca cevap veriyor. Arkadaşları var. İletişim kuruyor ve sürdürüyor.
Bir çocuk bunları doktorun yanında yapmıyorsa ama tanıdıklarının yanında yapıyorsa, otizm doğru bir teşhis olabilir mi?
Arkadaşım da bir doktor, ayrıca son derece etik bir doktor. Onun tepkisi şöyle olmuş: “Çocuğun okuldaki öğretmenleriyle konuşmadan, başka hiçbir şey sormadan, evdeki davranışlarını bilmeden, sadece 10 dakika içinde böyle bir sonuca ulaşmanız doğru değil. Bu konuyu daha derin araştırmanızı istiyorum.”
Neden bu doktor işini iyi yapmıyor?
 Nedenlerin üzerinden geçelim:
 

  1. Çocuğun doktora cevap vermemesinin birçok nedeni olabilir. Bu nedenler iyice irdelenmeden teşhis konmaz.
  2. Jasmin, melez bir çocuk. Türkçe’yi ve İngilizce’yi aynı anda öğrenmeye çalışıyor. Çift dilli. Dolayısıyla tek dil öğrenen yaşıtlarına kıyasla, dil gelişimi daha farklı ilerliyor olabilir.
  3. Çocuk, o kadar kısa süre içinde doktorla ilişki kuramayabilir, bu çok normal. Ondan hoşlanmamış olabilir, ona güven duymamış olabilir. Kaldı ki bu sağlıksızlık değil sağlık göstergesidir; asıl sağlıksız olan sadece 10 dakika gördüğün bir insana güven duymaktır. Sağlıksız olan sadece 10 dakika gördüğün bir insanla ilgili hüküm vermektir!
  4. Zaten yol boyunca kustuğu için keyfi yerinde olmayabilir. Kusmasa bile o gün keyfi yerinde olmayabilir. Canı konuşmak ya da başka bir şey yapmak istemeyebilir. İnsan.
  5. Çocuk karakteri itibariyle çekingen olabilir, sessiz olabilir.
  6. Çocuk evde nasıl davranıyor? Farklı davranış sergiliyor mu? Annesi ne düşünüyor? Okulda diğer öğretmenleri ne düşünüyor? Doktor bunların hiç birini sormamış bile! Başka bir veri olmadan tek seferlik gözlemle karar veriyorsa, iyi bir uzman olamaz.

Otizm konusunda senelerin uzmanı arkadaşım ne diyor?
Jasmin, benim bildiğim otizm belirtilerinden hiçbirini taşımıyor. Ancak benim uzmanlık alanım üstün yetenek gelişimi, özellikle otizm alanında uzman değilim (Otistik bir birey de üstün yetenekli olabilir, ancak özel eğitim bağlamında otizm benim asıl uzmanlığım değil.)
Diğer taraftan sadece 15 dakikada başka hiçbir bulgu olmadan teşhis koyan “uzman” da ne kadar uzman, emin olamıyorum. Ben bir çocuğa derinlemesine gözlem olmadan, dakikalar içinde, hayatını etkileyecek bir teşhis konulmasına karşıyım. Hele de küçücük bir çocuğa… Hele de gelişimi devam eden bir çocuğa. Elbette güçlü ve zayıf yanlar tespit edilip gerekli destek verilmeli, ama durumun bu kadar erkenden ismini koymak şart mı?
Uzman olmadan uzman gibi yazı yazmak, beni de eleştirdiğim doktordan farklı kılmazdı. Bu nedenle otizm konusunda uzman olan bir arkadaşıma danıştım.
Danıştığım arkadaşım senelerdir işin mutfağında olan, özel çocuklarla her gün birebir çalışan ve çok da başarılı bir eğitmen. Çok saygın bir çocuk psikiyatrı ile de işbirliği içinde çalışıyor.
Konuyla ilgili onun düşüncesini sordum. Söylediklerini madde madde şöyle özetleyeyim:
 

  • Bizim ülkemizde teşhisi sadece çocuk psikiyatrı koyabilir. Onun dışında psikolog, aile, öğretmen veya bir başka kişi sadece görüş bildirebilir. Otizmi çağrıştıracak şeyler görüyorum diyebilir.

 

  • Çocukla yaklaşık 10, 15, 20 dakika görüşülür ama aileyle aşağı yukarı 45 dakika ile 1 saat arası değişen bir görüşme olur. Gözlem, testler, M-Chat gibi tarama ölçekleri kullanılır. Aileye de çocukla ilgili sorular sorulur. Yoksa 15 dakikada karar verilmez. Bazı çocuğun durumu çok belirgindir tabii. Ama bazı çocukta orta kulak iltihabı olmuştur belki, belki onun için dönüp bakmıyordur, başka bir çocuğun dişi çıkıyordur…

 

  • Otizm bir spektrum, tek tip değil. İçinde Rett Sendromu var, Aspergers var, klasik otizm var, atipik otizm var… Şimdi yeni teşhis kriterleri var. Teşhis kriterlerine pütürlü gıdalar yiyememe, sürekli ishal, sesten rahatsız olma gibi duyusal ihtiyaçlar da eklendi. Testi yapan kişinin bu konuda uzman olması lazım, Türkiye’de bu konuda iyi değiliz.

 

  • Çocuk psikiyatrları da bazen aile üzülmesin diye olan durumu aileye hafifleterek söylüyor, ama olan çocuğa oluyor. Halbuki erken dönemde müdahale ile durum çok daha iyiye gidebilir. Mesela çocuk akıllıysa, haftada 1 terapi yeter diyor. Ama akıllı olmak otizm için müdahaleye gerek yok demek değil. Bu sıklık başlangıçta yetersiz. Başta işi sıkı tutmak, işler yoluna girince zaman içinde yavaş yavaş azaltmak lazım. Çocuk hafta 2 gün terapi ile başlar, sonra haftada bire, sonra 15’te bire iner. En başından ayda 1 kez terapi diyenler var. Ayda 1 kereyle terapi olur mu?

 

  • Çocuk psikiyatrının herhangi bir alanda değil, o alanda uzman olmasına dikkat etmek lazım. Ailelerin iyi şeyler duymaya çok ihtiyacı oluyor, o yüzden en ufak olumlu yorumda, “çocuk iyi durumda, bir şey yapmaya gerek yok” diye düşünüyorlar. Göz doktoruna gidiyor, göz doktoru otizmle ilgili yorum yapıyor, bu çocukta bir şey yok diyor mesela. Göz doktorunun yorumuyla hareket edilir mi? Doktorun davranışı da etik değil.

 
Arkadaşım 15 yıldır bu çocuklarla ve aileleriyle içli dışlı çalışan, görüşüne güvendiğim bir eğitmen. Ama elbette onunkinden farklı görüşler ve uygulamalar olabilir. Bence ailelerin bir yere gitmeden önce araştırmalarını iyi yapmaları önemli. Oraya giden başka ailelerle konuşmak, onların deneyimlerine de kulak vermek, duyduklarıyla beklentilerinin örtüşüp örtüşmediğine bakmak iyi olur.
 Peki anne babalar çocuklarında otizm belirtileri olup olmadığını nasıl anlayabilir?
Otizmde 3 temel belirti vardır: Sosyal ilişkilerde zorluk, iletişimde zorluk ve tekrara dayalı davranışlar.
Bu belirtilerin çocuğunuzda olup olmadığını anlamak için şu temel soruları sorabilirsiniz:
 

  • Çocuğunuz göz temasından kaçıyor mu?
  • Empati kurmakta güçlük çekiyor mu? Yani başkalarının sevinç ve üzüntülerine, duygularına karşı tepkisiz mi kalıyor?
  • Başkalarıyla duygusal ilişki kuramıyor mu?
  • Arkadaşlıklar kuramıyor mu?
  • Genellikle yalnız başına mı oynuyor? Tek başına olmayı mı tercih ediyor?
  • Koyulan kuralları anlamada güçlük çekiyor mu?
  • Konuşmada gecikme ve güçlük yaşıyor mu? Konuşsa da iletişimi sürdüremiyor mu?
  • Sözlü ve sözlü olmayan iletişimde zorluk çekiyor mu?
  • Karşısındakinin yüz ifadelerini anlayamıyor mu?
  • Ses tonunda bir monotonluk hissediyor musunuz?
  • Tehlikeyi algılamakta zorluk yaşıyor mu?
  • Soyut kavramları anlamakta zorluk çekiyor mu?
  • İlgi alanı sınırlı mı?
  • Bazı konularda yoğun bir dikkat ve ilgi gösterip, ilgisini çekmeyen konuya karşı kayıtsız mı?
  • Bazı davranışları aynı saatte, aynı yerde, aynı zamanda yapmak gibi, rutine ihtiyaç duyuyor mu? Rutin bozulunca olumsuz tepki veriyor mu? (Otistik bireyler değişikliği kabul etmekte güçlük çeker)
  • Ellerini çırpma, ellerini sallama, sallanma, anlamsız sesler çıkarma gibi yineleyici davranışlarda bulunuyor mu? (Bunun çocuklardaki duyu algılama farkından olduğu düşünülüyor. Büyük olasılıkla bu hareketler çocuğu rahatlatıyor). (Kaynak: cocukistanbul.com.tr)

 
Bu soruların çoğunun cevabı evetse, ne yapmalısınız?
Cevapları çoğu evetse, bir uzmana danışmak yerinde olur. Danışmadan önce de, uzmanın kim olduğu konusunu etraflıca sorup soruşturmak daha iyi olur!
Anne baba olarak çocuğunuzla sürekli iletişim kurmaya çalışmak, iletişim konusunda model olmak, onunla etkileşim halinde olmak, ona sosyal hikayeler okumak ve anlatmak, çocuğun sosyal ve duygusal gelişimini güçlendirecek davranışlardır.
Otizm dünyayı başkalarından farklı algılamakla ilgilidir. Bir farklılıktır, bir eksiklik değildir. Otizm bazen, başkalarına bahşedilmemiş yetenekler demektir. Otizm bir farklılıktır, üstünlük değildir.
Ancak otizme eşlik eden duygusal ve sosyal becerilerdeki farklı gelişim, çocuğun dış dünyayla iletişimi arasına duvar örer. Dolayısıyla erken teşhis ve eğitim, sosyal ve duygusal becerilerde önemli bir fark yaratır.
Özür dilerim anneciğim…
Arkadaşımla sohbet ederken, içeride oyun oynayan Jasmin ve arkadaşı, çığlıklar atmaya başladılar. Olay iyice kontrolden çıkınca müdahale ettik. “Lütfen bağırmayın, kulaklarımız acıyor” dedik.
Jasmin koşarak annesinin yanına geldi. “I am sorry mom, I didn’t want to hurt you” (Özür dilerim anneciğim, seni incitmek istemedim) diyerek yanağından öptü.
Arkadaşıyla 15 dakika daha oynadı, sonra birlikte uyumaya gittiler…
15 dakikada oyun oynanır.
15 dakikada yatmaya hazırlanılır.
15 dakikada bu yazı okunur.
15 dakikada yanlış teşhis konulur!