Bu Cumartesi günü Üstün Yetenekli Çocukların Aile Platform’u (ÜYÇAP, www.uycap.com ) tarafından düzenlenen seminerlerden en sonuncusuna dinleyici olarak katıldım.
Seminerde İl Milli Eğitim Müdürlüğü Özel Eğitim ve Rehberlik Bölümü Koordinatörü ve rehber öğretmen Nükhet Afat, özel yetenek tanısı alan çocuklar için yeni bir uygulama olan Destek Eğitim Odaları ile ilgili bilgi verdi. Seminerin maalesef kaçırdığım ikinci bölümünde de değerli ilkokul öğretmeni Nergis Işık harika bir sunum yapmış.
Öncelikle kavram olarak “üstün” yetenekten “özel” yeteneğe geçiş olmasını olumlu buluyorum, çünkü bugüne kadar bu çocukların ihmal edilmesinde önemli etkenlerden biri de “üstün” oldukları için kendi başlarının çaresine bakabilecekleri yönündeki yanlış algıydı. Oysa, örneğin engelli çocuklarımız nasıl birtakım farklılıklarından ötürü özel eğitime ihtiyaç duyuyorlarsa, yaşıtlarından çeşitli alanlarda daha ileride olan yüksek potansiyelli çocuklarımız da farklılaştırılmamış bir sınıf ortamında sorunlar yaşayabildiklerinden özel eğitim kapsamında ele alınmaları gerekir. Dolayısıyla, “özel yetenek” kavramına geçiş, algı değişimini destekleyecek olumlu bir adım.
Afat’ın dile getirdiği önemli noktalardan biri, engelli çocuklar için evde eğitim ve evde bakıma devlet tarafından maddi destek sağlanmasıydı. Özel yetenekli çocuklar için evde öğretim (İngilizce adıyla home schooling) henüz ülkemizde yasal değil. Pek çok ülkede var olan bu uygulama bizde de yasal hale gelerek bir seçenek olarak var olmalı. Bu seçeneği tercih eden ailelere de engelli çocukları olan ailelere sağlandığı gibi maddi destek sağlanmalı. Evde öğretimin avantaj ve dezavantajlarını ayrı bir yazıda ele alacağım.
Şimdi asıl konumuz olan Destek Eğitim Odası’na gelelim. Öncelikle, Destek Eğitim Odası nedir?
Destek Eğitim Odası, Özel Eğitim Hizmetleri Yönetmeliği’nin 4. maddesinde “Kaynaştırma uygulamaları yoluyla eğitimlerine devam eden öğrenciler ile üstün yetenekli öğrencilere ihtiyaç duydukları alanlarda destek eğitim hizmetleri verilmesi için düzenlenmiş ortam” şeklinde tanımlanıyor.
Dolayısıyla, destek eğitim odalarında sadece özel yetenekleri olan öğrenciler değil, engelleri olan çocuklar da eğitim görüyor (Bu arada engelli olup çok yetenekli olan, “iki kere farklı” dediğimiz öğrenciler de var; yetenek ve engeli ayrı iki kutup olarak düşünmeyelim). Bu öğrencilere, diğer öğrenciler normal sınıf ortamında eğitimlerine devam ederken, ayrı bir sınıf ya da odada destekleyici eğitim hizmeti veriliyor.
Çocuğunuz özel yetenek (ya da şu anda hala yaygın olarak kullanılan ifadesiyle üstün yetenek/üstün zeka) tanısı aldıysa destek eğitim odasından nasıl faydalanabilir?
• Okulun bağlı olduğu ilçedeki RAM’a (Rehberlik Araştırma Merkezi’ne) gidip zeka testi yaptırıyorsunuz. Bu test ücretsizdir ve resmi geçerliliği olan tek testtir. Özelde yaptırdığınız test geçerli değildir.
• IQ testi sonucunda RAM’da çocuğunuz 130 puan üzerinde bir skor elde ederse, RAM okula bir rapor çıkarıyor. Bu rapor çerçevesinde çocuğunuz Destek Eğitim Odası’ndan faydalanabiliyor.
• Okulda Destek Eğitim Odası yoksa, ilçeye başvurup Destek Eğitim Odası olan başka bir okula nakil talebinde bulunabiliyorsunuz. İlçe bünyesinde böyle bir okul yoksa, İl düzeyinde başvuruda bulunmanız gerekiyor.
• Destek eğitim odasında çocuğun eğitim aldığı süre, ders saatinin %40’ını aşamıyor. Bu, 30 saatlik haftalık programın maksimum 12 saatine denk geliyor. Bu dersler okul saatleri çerçevesinde veriliyor. Hafta sonu ya da okul sonrası yapılan bir uygulama değil.
• Destek eğitim odasında öğrencilere hızlandırmaya değil zenginleştirmeye dayalı bir eğitim modeli uygulanıyor. Milli Eğitim’in onayladığı, standart, resmi bir eğitim modülü yok. Bu nedenle, özel yetenek tanısı alan öğrencilere, okul içindeki BEP (Bireyselleştirilmiş Eğitim Programı) Komisyonu bir program hazırlıyor.
• Destek eğitim odasında, müdürün görevlendirdiği öğretmenler görev alıyor; bu da söz konusu öğrencinin ihtiyacına göre belirleniyor. Öğretmen gönüllülük esasına göre bu eğitimi veriyor.
• Destek Eğitim Odası’nda ders veren öğretmenlere ek ders ücretinin %25 fazlası bir ücret ödeniyor. Yanlış duymadıysam, bu, ders başına 25 TL gibi cüzi bir rakam. Engelli öğrencilere için verilen desteğe ödenen saat başı ücret ise 60 TL. Bu rakamın mutlaka arttırılması, en azından özel yetenek grupları ile engelli gruplar için ödenen ücretin eşitlenmesi gerekir.
• Odada aynı anda en fazla 6 öğrenci eğitim görüyor, ancak grup halinde de olsa öğrenciler bireysel bir eğitim programına tabi oluyor.
• Bu oda, okulda müsait herhangi bir oda olabilir. Örneğin okulun fiziksel olanakları çerçevesinde sadece kütüphane uygunsa, burada da ders verilebilir. Hali hazırda destek eğitim odalarının fiziksel koşulları çok yetersiz ve maddi destekle güçlendirilmeye ihtiyaçları var.
• İstanbul’da şu anda Destek Eğitim Odası olan 112 okul var.
• Destek Eğitim Odası açılması, yasal olarak ZORUNLU. (http://kocaali.meb.gov.tr/meb_iys_dosyalar/2014_03/10030105_soruvecevaplarladesteketmodasi.pdf)
Uygulama olumlu bir adım, ancak şu an itibariyle elbette çok eksikleri var. Mutlaka bunların incelenip giderilmeye çalışılması gerekir. Fiziksel olarak destek eğitim odası koşullarının, araç gereçlerinin maddi desteğe ihtiyacı var. Afat, şu anda Türk Havayolları ile belli okullara destek vermek üzere bir protokol imzalama hazırlığı olduğunu belirtti. Özel sektörle bu tarz başka işbirlikleri de gerekli.
Anne babaysanız ve çocuğunuz özel yetenek tanısı aldıysa ve devlet okulundaysa bu odanın açılması YASAL HAKKINIZ. Toplantıya katılan bazı veliler okulda böyle bir uygulama olmadığını ve hatta bir okulun bu konuda bir şey yapmamak için çocuğun RAM belgesi üzerinde oynama yapmaya kadar gittiğini ifade etti. Hakkınızı elde etmek için ne gerekiyorsa yapın. Örgütlenin. Örneğin, ÜYÇAP, ailelerin bir araya geldiği, yaklaşık 10.000 üyesi olan bir platform; bu tarz platformlara üye olun ve birlikte mücadele edin. Bu ülkede konuyla ilgili paydaşların bir araya gelememesi en önemli sorunlardan birisi. Hatta imkanınız varsa medyayı devreye sokun, çünkü bürokrasinin işlemesini beklemektense bu şekilde daha çabuk sonuç alabilirsiniz.
Bu çerçevede özellikle öğretmen eğitimi son derece önemli. Üniversitelerde üstün ya da özel yetenek eğitimi artık seçmeli değil zorunlu ders olmalı ve mutlaka hizmet içi eğitimle desteklenmeli. Okullarda bu eğitimi veren öğretmenlere mutlaka bu çocukların farklı akademik, sosyal ve duygusal ihtiyaçları ile ilgili eğitim verilmeli. Aksi takdirde bilinçsiz ellerde bu uygulama faydadan çok zararla sonuçlanabilir.