Bundan iki ay önce eğitimajansı.com’da “IQ Cinayeti” başlıklı bir yazı yazmıştık. (http://www.bahareris.net/iq-cinayeti)Yazıda da anlattığımız gibi, “MSD” denilen nadir bir genetik hastalıktan muzdarip çocuklarımız var. Yaşamaları, kullandıkları ilaçlara bağlı. İlaç kesilirse, bu çocukların yaşama şansı ve hakkı ellerinden alınmış oluyor. Çok kısa bir süre öncesine kadar, bu çocuklara ilaç verip vermeme kararı, IQ testinden belli bir puan barajını aşmaları kriterine de bağlanıyordu.
IQ testinin böyle hayati bir kararda meşru bir kriter olmadığını anlatmış, bunun ırkçılıktan farksız olduğunu ve göz göre göre çocukları ölüme terk etmek olduğunu söylemiştik.
Bilim bu denli hızla ilerlerken, bu hastalığa  birkaç sene içinde çözüm bulunursa, o zaman bu ilacı kestiği için bu çocukların ölümüne neden olan komisyon üyeleri nasıl hesap verecek sorusunu sormuştuk.
İnsanın insan olması itibariyle değerli olduğunu ve kararı veren komisyondan hangi gerekçe ve bilimsel temelle böyle bir karar verebildiklerine dair net bir açıklama beklediğimizi belirtmiştik.
Sonunda, beklenen açıklama geldi: 
Artık IQ testi, ilacı kesmede bir kriter olmayacak.
Bu, sağduyulu bir karar.  Sağduyudan yoksun bir kararın sağduyulu bir biçimde düzeltilmesi de denilebilir, çünkü zaten en başından itibaren böyle birşey olmamalıydı. Yine de iyi şeylerin olabildiğini görmek umut verici.
Evet ilaç pahalı. Ama bir çocuğun hayatının değeri parayla ölçülebilir mi?
Ayrıca, nerelere ne paralar harcanıyor. Mesela, masum insanların ölümüne ve sakatlanmasına sebep veren ve hala akıl almaz bir gamsızlıkla kullanılan gaz fişeğine ayrılan bütçe, zaten sayıları az olan bu çocukların hayatını kurtarmak gibi daha hayırlı birçok alana kanalize edilebilir…
IQ testi kriteri de, yaşadıkları sürece iyileşme ümidi olan çocukların ilacını kesmek yerine, gaz fişeği cinayetine hala dur demeyenlerin zeka kapasitelerini ölçmek gibi daha uygun bir yerde kullanılabilir.
Yok, yine olmaz, çünkü IQ testi vicdanı, sağduyuyu, duygusal zekayı ölçemiyor maalesef…